Tüp Bebek Tedavisinde Başarıyı Etkileyen Faktörler

Farklı ülkelerden ve değişik merkezlerden bildirilen gebelik oranları %15–65 arasında değişmektedir.

Unutulmaması gereken en önemli konu ise, tüp bebeğin bir ekip işi olduğudur. Ekipte yer alan doktor, hemşire, biyolog ve diğer çalışanların koordineli ve hasta ile uyum içerisinde çalışması son derece önemlidir.

Merkezler arasında gebelik oranlarının bu kadar farklı bildirilmesinin başlıca nedenleri şunlardır:

Tedaviye alınan hastalar arasında farklılık olması (hasta seçimi)

  1. Yaş grupları arasında farklılıklar olması
  2. Tedaviye kabul edilen hastalara belli bir yaş sınırının konulması
  3. Tedavisi olumsuz seyreden hastalarda tedavinin iptal edilmesi veya transferin yapılmaması, iptal için farklı kriterlerin kullanılması
  4. Merkezin başarısını düşük göstermemek için tedavi şansı çok düşük olan çiftlerin tedaviye alınmaması
  5. Tedaviye gelen hastaların problem veya hastalıklarının farklı olması

Merkezlerde çalışan infertilite uzmanları veya laboratuarda çalışan embriyolog ve biyologların yeterli eğitim ve deneyimlerinin olup olmaması

Merkezlerin teknik olanakları, yeni teknikleri uygulama veya çalışanlarının yeni çıkan tedavi yöntemlerini öğrenme ve uygulama imkanlarının olup olmaması

Bazı ülkelerde donör oosit ve donör sperm uygulamasının serbest olması

Gebelik oranları bildirilirken, gerçekte tam olarak neyin bildirildiği önemlidir.

  1. Hasta başına, yumurta toplama işlemiveya embriyo transferibaşına gebelik oranı
  2. Gebelik testi pozitif (kimyasal gebelikler dahil edilmiş)
  3. Ultrasonda gebelik kesesinin görülmesi (gebelik kesesi pozitif)
  4. Ultrasonda fetus ve kalp atışlarının görülmesi (kalp atışı pozitif)
  5. Düşüklerin dahil edilip edilmemesi
  6. Canlı doğum oranları (baby-take-home rate): En önemlisi budur.

Gebelik oranlarının merkezler tarafından yanlış veya abartılı bildirilmesi.

Hasta Faktörü:
Hasta faktörleri arasında en belirleyici olanları sırayla şunlardır:

Kadın yaşı

Bazal FSH düzeyleri

Tüp bebek uygulama nedeni(bir veya birden fazla sorun)

Kullanılan ilaçlar(stimülasyon ve luteal faz desteği)

Hastanın tedavi sürecine uyumluluğu(ilaç kullanımı, kontrollere gelmesi)

Kadının Yaşı:

Özellikle yaş 35’in üzerinde olduğu zaman olumsuz yönde etkileyen bir parametredir. 40 yaşın üzerindeki bayanlarda ise gebelik oranları çok daha belirgin şekilde düşmektedir.

Over rezervlerinin azalması (yüksek FSH)

Gelişen follikül sayısının ve elde edilen yumurta sayısının az olması

Yumurtaların uygun kalitede olmaması

Yumurtalarda genetik problem riskinin fazla olması

Over Rezervi:

Adetin 2. ya da 3. günü FSH, E2 ve LH değerlerinin incelenmesi over rezervleri hakkında önemli ipuçları verebilir. Adetin 2. ya da 3. gününde yapılan FSH değerinin 15 IU/ml’nin üzerinde olan bayanlarda over rzervinin düşük olduğu kabul edilmektedir.

Adetin 2–3. gününde saptanan yüksek E2 değerleri de düşük over cevabının habercisi olabilmektedir.

Erkek Faktör:

Erkek faktörün başarıya etkisi de sorunun ne olduğuna bağlıdır. Azoospermi olgularında obstrüktif ve non-obstrüktif oluşuna göre döllenme sonuçları değişmektedir. Non-obstrüktif azoospermi de gebelik oranları düşmektedir. Ayrıca bu erkeklerde kromozom bozukluğu (sayısal veya strüktürel) bulunma riski daha fazla olduğundan böyle bir durumun olması halinde gebelik şansı ileri derecede azalmaktadır. Mikroenjeksiyon uygulandığı takdirde sperm sayı düşüklüğü ve sperm morfoloji bozukluğu genellikle gebelik oranlarını olumsuz etkilememektedir.

Tüp Bebek Laboratuarının Başarıya Etkisi:

IVF uygulamalarının kalbi olarak nitelendirilebilecek olan tüp bebek laboratuarı gerek çalışanlar, gerek kullanılan malzeme ve teknikler açısından sistemin başarısında en önemli faktörlerden birisini oluşturmaktadır.

Yumurta (oosit) Sayı ve Kalitesinin Başarıya Etkisi:

Tüp bebek uygulamalarında yumurta toplama günü elde edilen yumurta sayısı kadar yumurtaların kalitesi de önemlidir. Elde edilen yumurtalardan iyi kalitede olanları (MII) işlemlere alınmaktadır. Başarılı bir döllenme, bölünme ve gelişmesini yapabilmesi için yumurtanın kalitesi son derece önemlidir.

Döllenme potansiyeli en yüksek yumurtalar MII olanlardır. MI oositler de bir süre in vitro kültürden sonra MII hale gelebilmekte, ICSI sonrası döllenebilmektedir. Yumurta kalitesini etkileyen en önemli faktörler ise şunlardır:

Kadın yaşı

FSH düzeyi

Stimülasyon (ilaç kullanımı), HCG dozu ve zamanlaması: Stimülasyon ve takiplerin doğru olarak yapılması, ilaçların uygun dozda ve zamanında kullanılması tedavinin başarısı ve hiperstimülasyon sendromu açısından önemlidir.

HCG iğnesi doğru gün ve zamanda yapılmalı, erken veya geç yapılması sonucu olumsuz etkileyebilmektedir.

Gonadotropinlerin çok yüksek dozda ve uzun süreyle kullanıldığı hastalarda yumurta kalitesi daha düşük olmaktadır.

Yumurta toplama işleminin zamanında ve uygun şekilde yapılması

Genetik bozukluklar

Döllenme, Embriyo Bölünme ve Gelişmesinin Başarıya Etkisi:

Fertilizasyon (Döllenme) oranlarının yüksek olması gelişecek embriyo sayısını ve kalitesini olumlu yönde etkilemektedir. Eğer döllenme oranları düşük olur, az sayıda embriyo gelişirse ve onların kaliteleri de düşük olursa gebelik oranları belirgin olarak düşmektedir. Gelişen embriyo sayısı ve kaliteleri de pek çok faktöre bağlıdır. Her şeyden önce hastadan toplanan yumurtaların sayı ve kalitesine bağlıdır(hasta faktörü). Genç hastalarda gebelik sonuçlarının daha iyi olmasının başlıca nedeni budur. Ayrıca, genç bayanların yumurtalarında kromozom bozukluğu bulunma riski daha düşüktür. Buna rağmen embriyolarının yaklaşık %20-40’ında kromozomal bozukluk vardır (anöploidi). Yaş ilerledikçe yumurta sayısı ve kalitesi düşmekte ve embriyolarda kromozom bozukluğu bulunma riski artmaktadır.

IVF’teki Başarıyı Olumsuz Yönde Etkileyen Faktörleri Özetlersek:

Kadın yaşının 37 yaş üzeri olması

Yumurtalık rezervinin ciddi olarak azalmış olması

Tüplerde hidrosalpenx olması

Rahim içi tabakasının tedaviye rağmen ince olması

Endometrioz kistinin ve myomların varlığı

Bazı sperm şekil bozuklukları

Sigara

Benzer Yazılar